Meme Kanseri
Memenin anatomisi nasıldır?
Meme, her biri birkaç lobül içeren 15 ila 20 lobdan yani süt bezlerinden oluşur.
Süt bezlerinin etrafında meme cildinin hemen altında yağ dokusu bulunur.
Süt bezlerinden gelen süt kanalları birleşerek meme ucuna açılır.
Meme ucu kompleksinin cildinde yerleşmiş olan pigmentler ergenlik döneminde koyulaşarak areola adı verilen bölgeyi oluşturur.
Areolada yağ bezleri ve ter bezleri bulunur.
Ayrıca areola yüzeyinde küçük yükseltiler oluşturan ve Montgomery tüberkülleri adı verilen aksesuar bezler bulunur.
Hamilelik boyunca areola genişler ve pigmentasyon daha da artar.
Memenin üst dış kadranı, diğer kadranlara göre daha büyük hacimde doku içerir. Çıkıntılı konik forma sahiptir. Koninin tabanı kabaca daireseldir ve çapı 10 ila 12 cm'dir.
Memenin boyutunda, konturunda ve yoğunluğunda bireyler arasında önemli farklılıklar vardır.
Memenin lenf akımı büyük çoğunlukla koltuk altındaki lenf bezlerine doğrudur.
Türkiye'de meme kanseri taraması nasıl yapılıyor?
Dünyada bütün gelişmiş ülkeler meme kanseri tarama programları uygulamaktadırlar.
Her ülkenin ilgili kurumlarının aldığı karar doğrultusunda herhangi bir şikâyeti olmayan kadınlar düzenli olarak mamografik taramadan geçirilir.
Taramaya dâhil edilen kadınların yaş aralıkları ve tarama sıklıkları her ülkede küçük farklılıklar içerir.
T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de meme kanseri tarama programını 40-69 yaş arasındaki kadınlara uygulamaktadır.
Programa göre herhangi bir şikâyeti olmasa bile 40-69 yaş arasındaki tüm kadınlar düzenli olarak mamografi taramasına davet edilmektedir.
Program, Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) bünyesindeki Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri [KETEM] tarafından yürütülmektedir.
Ücretsiz uygulanan programda tarama mamografisinde herhangi bir sorun olmayan kadınlar iki yıl sonra kontrol mamografisi için planlamaya alınır.
Tarama programında herhangi bir şüpheli bulgu saptanması durumunda ileri tetkik ve gerekirse tedavi için genel cerrahlara veya bu konuda yoğunlaşmış olan meme cerrahlarına yönlendirilir.
Meme kanserinin risk faktörleri nelerdir?
Genetik yatkınlık meme kanserinde en önemli risk faktörüdür.
Özellikle BRCA1 ve BRCA2 adı verilen tümör baskılayıcı genlerde oluşan hasar sonucu meme kanserine ve yumurtalık kanserine olan yatkınlık artar.
Bu iki gende mutasyonu olan hastalarda riski azaltmaya yönelik önlem olarak;
a) mastektomi (meme dokusunun çıkartılması) ve beraberinde yeni meme yapımı (rekonstrüksiyon),
b) rahim ve yumurtalıkların alınması,
c) meme ve yumurtalık kanseri için yakın takip ve
d) önleyici ilaç (kemoprevensiyon) uygulanabilir.
Östrojene maruz kalma süresinin artması meme kanserine yakalanma riskini artırır.
Buna karşın östrojene maruz kalma süresinin azaltılmasının da meme kanseri riski açısından koruyucu olduğu düşünülmektedir.
Buna bağlı olarak, adet döngüsü sayısını artıran faktörler; örneğin erken yaşta adet görmeye başlama, doğum yapmama ve menopoza geç girme meme kanseri riskini artırır.
Ayrıca ilk canlı doğumunu ileri yaşta yapmak da meme kanseri riskini artırır.
Son olarak, özellikle menopoza girmemiş kadınlarda obezite ile artmış meme kanseri riski arasında bir ilişki vardır.
Orta düzeyde egzersiz yapmanın ve daha uzun emzirme döneminin meme kanseri riskini azalttığı düşünülmektedir.
Hormonal olmayan risk faktörleri arasında; radyasyona maruz kalmak, artmış alkol tüketimi ve yüksek yağ içeriğine sahip gıdaların uzun süreli tüketimi bulunur.
Ayrıca stresli hayat, öfkeyi kontrol edememe, depresyon gibi faktörlerin de meme kanseri gelişimi ile ilgili olabileceği tartışılmaktadır.
Daha önce meme kanseri geçiren bir kadında aynı memede veya diğer memede yeni bir meme kanseri oluşma riski diğer kadınlara göre biraz daha artar.
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Meme kanserli kadınların %70’inde ilk bulgu memede genellikle ağrısız, sert ve hareketsiz bir kitlenin varlığıdır.
Kitle genelde etrafındaki meme dokusu ile beraber hareket eder. Bu özelliğiyle fibroadenomdan ayırt edilir.
Kitlenin sınırları çoğu kez iyi tayin edilemez. Düzensiz bir yüzeye sahiptir.
Bazen kitle memede asimetri yaratabilir ya da gözle fark edilecek boyuta ulaşabilir. Bu durum kolları yukarı kaldırma ya da öne eğilme ile daha belirginleşebilir.
Meme başına yakın yerleşimli tümörler bazen meme başının içeri doğru çökmesine neden olabilir.
Meme başı akıntısı meme kanserli kadınların yaklaşık %10’unda ilk belirti olabilir.
Kendiliğinden gelen akıntıların %90’ına yakınının altında iyi huylu bir sebep yatar. Yine de akıntının nedenini ortaya çıkacak araştırma ve incelemelerin yapılması gerekir.
Kendiliğinden gelen meme başı akıntısı sebepleri arasında ergenlik, gebeliğin son üç ayı, emzirme dönemi başlangıcı, uzun süre doğum kontrol hapı kullanımı ve menopoza girilen dönemler sayılabilir.
Hastaların %2’sinde kanser kendini önce meme başını, daha sonra da boyalı bölgeyi içine alabilen egzama benzeri bir yara, ileri dönemde ise ülsere yara ile gösterebilir.
Hastaların %2-4’ünde kanser enflamasyon, enfeksiyon bulguları ile ortaya çıkar.
Meme polikliniklerine başvuran hastaların yaklaşık %50’sinde şikâyet memede ağrıdır.
Ancak meme kanserli hastaların büyük çoğunluğunda özellikle de ilk dönemlerde ağrı olmaz.
Klinik bulgu vermeyen ve yalnızca ağrı şikâyeti ile başlayan meme kanseri seyrektir.
Meme kanseri bazen de sadece koltuk altında şişlik ile kendisini gösterebilir.
Meme kanserinin cerrahi tedavisi nasıl yapılır?
Erken dönem meme kanserinin öncelikli tedavisi cerrahidir.
Hangi cerrahi yöntemin uygulanacağına hasta özellikleri ile diğer klinik ve patolojik değişkenleri dikkate alınarak karar verilir.
Hastanın yaş, aile öyküsü, menopoz durumu ve genel sağlık gibi özellikleri değerlendirilir. Bazı hastalar tanı anında BRCA gen mutasyonları için genetik teste tabi tutulabilir.
Bazı riskli hastalara genellikle kanser olan memenin yanı sıra karşı meme kanseri riskinin azaltılması için iki memenin alınması da tavsiye edilebilir.
Cerrahi için tümörün meme içindeki yeri ve meme boyutuna göre tümör boyutu değerlendirilir.
Modifiye radikal mastektomi nedir? Hangi durumlarda yapılır?
Erken dönem meme kanserinin öncelikli tedavisi cerrahidir.
Hangi cerrahi yöntemin uygulanacağına hasta özellikleri ile diğer klinik ve patolojik değişkenleri dikkate alınarak karar verilir.
Hastanın yaş, aile öyküsü, menopoz durumu ve genel sağlık gibi özellikleri değerlendirilir. Bazı hastalar tanı anında BRCA gen mutasyonları için genetik teste tabi tutulabilir.
Bazı riskli hastalara genellikle kanser olan memenin yanı sıra karşı meme kanseri riskinin azaltılması için iki memenin alınması da tavsiye edilebilir.
Cerrahi için tümörün meme içindeki yeri ve meme boyutuna göre tümör boyutu değerlendirilir.
Basit mastektomi nedir? Hangi durumlarda yapılır?
Koltuk altı lenf bezlerine dokunmaksızın meme dokusunun üzerindeki cilt ve meme başı ile birlikte tamamının alınması ameliyatıdır.
Basit mastektomi adayları;
Kanser başlangıcı (duktal karsinoma in situ) olan hastalar,
Meme koruyucu cerrahi sonrası yineleyen tümörü olan hastalar,
Önleyici (proflaktik) mastektomi gereken hastalar ve
Ülsere ve/veya kanayan ilerlemiş tümörü (tuvalet mastektomi) olan hastalardır.
Meme koruyucu cerrahi nedir? Hangi durumlarda yapılır?
Meme koruyucu cerrahi sadece tümörün etrafından bir miktar sağlam meme dokusu ile birlikte çıkartılması ve koltuk altı lenf bezlerinin incelenmesi işlemidir.
Bu ameliyattan sonra ameliyat bölgesine etrafta kalmış olma ihtimali bulunan tümör hücrelerini yok etmek amacıyla ışın tedavisi (radyoterapi) yapılır.
Meme koruyucu cerrahi de memenin tamamının alınması (MRM) kadar sık uygulanır olmuştur.
Meme koruyucu cerrahi sonrasında yapılan radyoterapi uygulaması lokal nüks oranlarını %12’lere kadar geriletir. Böylece MKC'nin MRM'ye alternatif olmasını sağlamıştır.
Meme koruyucu cerrahi;
Memede yaygın kanser varlığı,
Hamilelik,
Göğüs duvarına daha önceden radyoterapi alınması,
Bazı başka hastalıkların varlığı,
Meme-tümör oransızlığı,
Hastanın MKC'yi tercih etmemesi ve
5 cm’den büyük tümör varlığı durumunda uygulanmaz.
Önleyici (proflaktik) mastektomi nedir? Hangi durumlarda yapılır?
Önleyici (profilaktik) mastektomi; meme kanseri riski yüksek olan kadında kanser gelişmeden meme dokusunun tamamının alınmasını ifade eder.
Bu ameliyat prensip olarak risk azaltılması için uygulanmaktadır.
Beraberinde BRCA1/BRCA2 gen mutasyonları olsun olmasın meme kanseri açısından güçlü aile hikâyesi olan kadınlarda her türlü seçenek açıklandıktan sonra uygulanabilir.
Ailesinde veya kendisinde güçlü meme kanseri hikâyesi olan,
Lobuler karsinoma in situ veya atipik hiperplazi risk faktörleri bulunan,
Riskli genetik yapıya sahip olan veya
Geçmişte birçok kez meme biyopsisi yapılan kadınlar profilaktik mastektomi adayıdırlar.
Deri koruyucu mastektomi nedir? Hangi durumlarda yapılır?
Deri koruyucu mastektomi, meme derisinin korunarak tüm meme dokusunun meme başı ve çevresindeki koyu renkli bölgenin birlikte çıkarılması işlemidir.
Basit mastektominin bir çeşidi olup mükemmel kozmetik sonuç almanın bir diğer seçeneğidir.
Ameliyat çıkarılan dokunun yerine meme protezi yerleştirilerek tamamlanır.
Sentinel lenf bezi biyopsisi nedir? Hangi durumlarda yapılır?
Koltuk altı lenf bezlerinin durumu meme kanseri olan kadınlarda hastalığın gidişatını tayin etmede önemli bir faktördür.
Erken evre meme kanseri olup da muayenesinde koltuk altında patolojik lenf bezi saptanamayan hastalarda koltuk altı lenf bezlerinin ameliyatta incelenerek gerekiyorsa temizlenmesi günümüzde altın standart haline gelmiştir.
Böylece ameliyata bağlı çıkması beklenen komplikasyonların bir kısmını azaltmak mümkündür. Özellikle ameliyattan sonra gelişme olasılığı olan lenf ödem riski azaltılmış olur.
Böyle hastalara mavi boya ve/veya lenfosintigrafi ile SLNB yapılması, bu hastaların büyük bir kısmında koltuk altı lenf bezlerinin gereksiz yere çıkartılmasını önler. Buna bağlı istenmeyen yan etkiler ve ekonomik kayıplar azaltılmış olur.
Sentinel lenf bezi biyopsisinde; ameliyattan önce koltuk altına giden ilk lenf bezlerini işaretlemek için radyoaktif bir madde memeye enjekte edilir. Bu işaretleme bazen ameliyatta memeye mavi renkli bir sıvı enjekte edilerek de yapılır. Bu iki yöntem bir arada da uygulanabilir.
Daha sonra eğer sadece radyoaktif madde verilmişse özel bir detektör ile eğer sadece mavi boya verilmişse gözle bulunarak koltuk altına giden lenf bezlerinden örnek alınır. Eğer her ikisi de uygulanmışsa hem detektör hem de gözle lenf bezleri aranır.
Bulunan lenf bezleri ameliyat devam ederken kanser varlığının tespiti açısından patolojiye gönderilir. Patolojinin verdiği rapora göre eğer kanser sıçramışsa koltuk altı lenf bezleri tamamen çıkartılır. Sıçrama yoksa koltuk altı lenf bezlerine dokunulmaz.
Paget hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl tedavi edilir?
Meme kanserlerinin %1’den daha azını Paget hastalığı oluşturur.
Klinik olarak meme başında ve etrafındaki koyu renkli bölgede kızarıklık, kaşıntı ve buna bağlı tahriş ile karakterizedir.
Meme başında kabuklanma ve ülserasyon da görülebilir. Egzama, kontakt dermatit, radyasyon sonrası dermatit ile karıştırılabilir.
Meme başı ve sorunlu bölgeden cerrahi biyopsi ile tanı konur.
Paget hastalığı olan hastaların %95'inden fazlasında altta yatan bir meme kanseri vardır. Hastaların yarısından biraz fazlasında ele gelen bir kitle saptanır.
Tedavisi; meme başı ve koyu renkli bölgenin etrafından sağlam meme dokusu da alınarak yapılabilirse de genellikle memenin tamamının alınması (mastektomi) ve koltuk altı lenf bezlerine sıçrama olup olmadığının incelenmesi söz konusudur.
İnflamatuvar meme kanseri nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl tedavi edilir?
İnflamatuvar tümörler meme kanserinin nadir (%1-5) ancak tehlikeli bir formudur.
Belirtileri arasında;
Meme derisinin 1/3 veya daha fazlasında cilt ödemi (portakal kabuğu görünümü), kızarıklık ve meme cildinde ısı artışı bulunur.
Bu nedenle meme iltihabı zannedilip, başlangıçta antibiyotik ile tedavi denenebilir.
Ancak antibiyotik tedavisi ile gerilemeyen kızarıklık ve ağrılı bir meme iltihabı varsa inflamatuvar meme kanseri olup olmadığını saptamak için cilt ve cilt altını içeren cerrahi biyopsi yapılması gerekir.
İnflamatuvar meme kanserinin tedavisine öncelikle kemoterapi ile başlanır.
Daha sonra ameliyat meme alınarak (mastektomi), koltuk altı lenf bezlerinin durumu incelenir.
Ameliyatı takiben tekrar kemoterapi ve radyoterapi ile tedaviye devam edilir.
Erkeklerde meme kanseri görülür mü? Belirtileri nelerdir? Nasıl tedavi edilir?
Tüm meme kanserlerinin yaklaşık %1'i erkeklerde görülür.
Genellikle memede ele gelen bir kitle olarak fark edilirler.
Bazen koltuk altı lenf bezleri de büyüyebilir.
Tanı ve tedavisi tıpkı kadınlardaki meme kanseri gibi yapılır.
Hamilelikte meme kanseri
Gebelik sırasında tespit edilen meme kanseri varlığında hem anne hem de fetüs dikkate alınır.
Genel olarak, meme kanseri olan hamile kadınlarda fetüsü korumak için yapılması gereken bazı değişiklikler dışında hamile olmayan hastalardaki gibi tedavi edilir.
Meme kanseri tedavisi gebelik nedeniyle gereksiz yere geciktirilmez.
Hamileliğin sonlandırılmasının meme kanserinin tedavisinin daha iyi yapılmasına faydası yoktur. Ancak gerekiyorsa hamileliğin sonlandırılması göze alınır. Değerlendirme aşamasında fetüsü korumak için radyasyon içeren tanı yöntemlerinden (mamografi gibi) kaçınılır.
İlk üç ay anne karnındaki fetüsün organ gelişiminin en kritik dönemdir. Bu nedenle gebeliğin her döneminde cerrahi tedavi yapılabilmesine karşın eğer mümkünse dördüncü aydan itibaren uygulanır.
İlk üç ay içinde yapılması zorunlu olan meme kanseri ameliyatlarında gebelik sonlandırılabilir. Daha sonra radyoterapi gerekliliği olduğundan gebelikte yapılan meme kanseri ameliyatlarında sıklıkla memenin tamamının alınması (mastektomi) tercih edilir. Koltukaltı lenf bezleri alınabilir veya ameliyatta değerlendirilebilir.
Kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemleri de her hasta için ayrı ayrı değerlendirilip uygulanır.